Seçim Dönemlerinde Deepfake Manipülasyonu Riski

Deepfake teknolojisi, son derece gerçekçi formatta sahte görüntü/ses/video içeriklerinin birtakım algoritma ve yapay zeka aracılığıyla üretilmesi olarak özetlenebilir. Ünlü bir ismin videosunun, arzu edildiği gibi farklı içeriklerle konuşturulması en sık karşılaştığımız örneklerdendir. Bu manipülasyonun ardında genellikle, uzun süre tasarlanmış bir suç planı ve hedef kişinin çokça ses ve görüntülerini toplayıp, anlayıp, kusursuza yakın şekilde içeriğe eklenmesini sağlayan derin bir sinir ağı teknolojisi bulunmaktadır.

Son dönemlerde deepfake manipülasyonu gerçekleştirilmiş içeriklerin ayırt edilmesindeki güçlüğün temel sebeplerinden biri, deepfake manipülasyonunun gerçekleştirildiği aşamaları ifade eden veri toplama, yapay sinir ağlarının eğitilerek manipüle edilmiş içeriğin oluşturulması aşamalarına ek olarak işbu manipüle edilmiş içeriğin kusursuza yaklaştırılmasına yönelik olarak görüntü/video kalitesinde geliştirme ve görüntü kaymalarının önlenmesi süreçlerinin ivmelenmesi olmuştur. Dolayısıyla, deepfake içeriğin üretilmesine ayrı; ayırt edilmemesine ayrı gayret safedildiği görüyor isek, işbu manipülasyonun olası bir başarıyla gerçekleştirilmesi senaryolarının değerlendirilerek hukuki risklerinin özellikle sosyal ağ sağlayıcısı platformları sorumluluk ağına katarak değerlendirilmesi gerektiğini de söyleyebiliriz.

Sosyal medya platformları olarak bildiğimiz sosyal ağ sağlayıcılarının, deepfake manipülasyonunu tespit etmeye yarayan kritik derin öğrenme teknolojilerini ne derece özellikle akademik camiadan takip ettikleri ve yatırım süreçlerine dahil edildiği belirsizdir. İçeriklerin Platforma eklenmesiyle filigranlandığını belirten ağ sağlayıcıları olmakla birlikte, bu alanda suç önleyici ortak bir adım veya tasarıya rastlayamıyoruz. Nitekim sosyal ağ sağlayıcıları, her ne kadar uyguladıkları algortimalar ve hak kayıplarının önlenmesine yönelik kullandıkları teknolojik geliştirmeler hakkında Rapor sunmakla mükellef iseler de, Malezya’daki seçim döneminde olduğu gibi seçim sonrasında bu Platformlarca “henüz” tespit edilebilmiş ve seçim sürecinde bolca etkileşim almış deepfake içeriklerin süreci ne kadar etkileyebilmiş olduğu belirlenebilmiş değildir.

Ülkemizin de 2023 yılı içinde risk altında bulunduğu işbu manipüle edilmiş içerikler ile seçimlerin yönlendirilmesi ve/veya akabinde gerçekleştirilebilecek yine manipüle edilmiş içeriklerle gerçekleştirilen iç ayaklanma/karmaşa/kavga çağrısı eylemleri; doğrudan devlete karşı suçlar bağlamında ivedilikle ve öncelikle koruyucu tedbirler alınması yoluyla soruşturma ve yasal müdahalelerin gerçekleştirilmesi gerekecektir. İşbu süreçte, Dezenformasyon Yasası olarak bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Türk Ceza Kanunu’na eklenen 217/A bendi halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma eyleminin anonim gerçekleştirilmesi bağlamında suçun nitelikli halinden ivedilikle delil tespiti gerçekleştirilerek soruşturulması gerekecektir. Yine Seçim Kanunu, manipüle edilmiş içeriklerle seçim dönemlerinin yönlendirilmesine finansman kaynağı sağlayan ve bir şekilde suça müşterek fail veya yardım eden rolüyle dahil olan kişiliklerin, seçim kampanyalarına katkıların şefaf yürütülmesi yükümlülükleri minvalinde süreçte dayanak yasalardan biri olabilecektir.